bugün

entry'ler (779)

suç

Allahu teala Hz. Ademi ve Havvayı yaratıp onları cennete yerleştirmiştir. Onlara bir hukuk düzeni vermiştir. Bu düzene göre cennette istediklerini yapmaları serbesttir. Sadece yasak ağaca yaklaşmamaları emredilir. Düşman olarak iblis tanıtılır ve tuzaklarına karşı dikkatli olunması gerektiği öğütlenir. Eğer bu hukukun sınırları dışına çıkarlarsa çıplak kalacaklarını, acıkıp susayacaklarını, güneş altında yanacaklarını ve iaşelerini karşılamak için çalışmak zorunda kalacaklarını onlara Allah tarafından bildirilmiştir.

Bugünkü şeytanların moda, modernizm, sanat, çağdaşlık, bilimsellik gibi süslü fakat içi boş kavramlarla insanı kandırdığı gibi ibliste hz. Adem ve Havvayı melek olmakla ve ölümsüz olmakla teşvik ederek suça itmiş ve bunun sonunda hz. Adem ve Havva yaptıklarının farkına varıp tövbe etmiş fakat tövbeleri kabul edilse de dünyaya gönderilmek ile cezalandırılmışlardır.

Burada çıkarılması gereken en önemli ders şudur:"bilmek, suçun icra edilmesine engel değildir."

Suçu icra etmeme, yalnızca bilginin değil aynı zaman da iradenin de bir fonksiyonudur. iblis vaatleriyle düşmanlarının iradesini zayıflatmıştır. Bugün de suçu engellemenin en önemli yolu insanları suç işlemeye itecek ortamları ortadan kaldırmaktır.

insan iradesini zayıflatarak suç işlemeye eğilim meydana getiren bir sistem, suçun bizatihi kaynağıdır ve asıl suçludur.

tevhid dini

Kur'an'da Tevhid dini, altı boyutlu bir kapsama göre tanımlanmaktadır. Bu altı boyuttan herhangi birinin inkarı, reddi, önemsiz kılınması dini; tevhid dini olmaktan çıkarmakta, şirk dini haline dönüştürmektedir. Dini, sadece Allah ile kul arasında; namaz, oruç, hac, zekat, dua ve zikir boyutlu olarak tanımlayıp onu, ferdin kalbine, vicdanına, evine ya da mabedine hapsetmek, bireysel hayattan toplumsal hayata, ekonomik hayattan ceza hukukuna kadar her alandan tasfiye etmek, günlük hayatın her sahasını tanzim etmesine karşı çıkmak, tevhid dinini parçalayıp yeni bir din inşa etmek demektir. Bu din, seküler din olup Kur'an'a göre şirk dinidir.

dinin altı boyutu:

birinci boyut: yüce egemenlik sahibinden gelen üstünlük ve galibiyet...

ikinci boyut: bu yüksek hakim otoriteden gelen değerler sistemi.

üçüncü boyut: bu yüksek egemenlik sahibinin verdiklerine karşı kendini borçlu hissedip boyun eğen, itaat eden, tapınan, hizmetkarlık yapan kullar

dördüncü boyut: tevhid dinine göre, yüce egemenlik sahibi yüksek otorite allahtır. allahtan gelen değerler sistemini benimseyip yaşama aktaran insan topluluğu, kabul etmeyenlerden ayrı bir ümmettir/millettir.

beşinci boyut: yüksek hakim otoriteden gelen değerler sistemi çerçevesinde fıtrat üzerine inşa edilen fikri ve ameli nizam.

altıncı boyut: ödül ve ceza sistemi. ödül ve ceza bu dünyada olabileceği gibi öbür dünyada da olabilmektedir.

prof.dr. burhanettin can - sırat-ı müstakim üzere olmak

emre bağce

seçilmiş olmasına rağmen yurtdışı oyların araya girmesiyle vekilliği kıl payı kaçmış olan saadet partili siyasetçi. naif, güzel adamlardan biridir.

söylemek ve söylenmek

türkiye, söyleme cesaretine erişemeyip söylenme esaretine tutulmuş milyonlarla doludur.

söylemek; dik durmaktır, düzeltmeye çalışmaktır, hakkı haykırmaktır, sineye çekmemektir, çözüme odaklanmaktır ve en önemlisi de sessiz kalma acziyetine tutulmamaktır.

söylenmek ise bir nevi sinmektir. korkaklığın, acziyetin ve nice alçaltıcı niteliklerin insanda tezahür etmesidir.

söylenen değil söyleyen bir vatan hayal etmekteyim.

temel karamollaoğlu

tereddüt etmeden, vicdan azabı yaşamadan, birilerine muhalefet olsun diye değil ülkeyi yönetmeye layık tek parti saadet partisi olduğu için ve kendisi de bu partinin bilge başkanı olduğu için iki oyumu da vereceğim.

allahın hükmüyle hükmetmeyenler kafirlerdir

allahu teala mutlaka nurunu tamamlayacaktır.

mesele bu süreçte sizin nasıl bir tavır ortaya koyduğunuzdur. tevhidin gönüllere hakim olmadığı bir toplumda beşeriyet itibar görür.

unutmayınız ki ne zaman öleceğiniz belli değildir. üç günlük dünyayı Allah'ın indirdiklerini eğip bükerek yaşamakla geçirenler elbette gazaba uğrayacaktır.

insanlara en büyük hizmet onlara tevhidi anlatmaktır. onlara en büyük zulüm ise onları tevhidden uzaklaştırmaktır. bu dünyaya hakimiyet mücadelesi vermeye değil hakkıyla bize tanınan süre içerisinde tevhid esaslarına bağlı kalarak kulluk etmeye geldik. buna engel olan ne varsa- peygamberin çizdiği sınırlar içerisinde günümüze bakarak en mantıklı yolla- ortadan kaldırılacaktır. biiznillah.

isyan mı etmeliyiz şükür mü etmeliyiz

neye isyan edip neye şükür edeceğimizi öğrenmeliyiz.

temel karamollaoğlu

aynı ağızdan çıkma sözlerle birden fazla hesaptan yazılmış entryler görüyorum.

aklıma iki ihtimal geliyor.

1)aktroll ahlaksızlığının boyutu ortak nefret üslubunun oluşmasına ulaşmıştır.

2)bir tane dengesiz birkaç tane hesap açıp işi gücü bırakarak temel başkana sallamaktadır.

nereden bakarsan bak ikisi de mide bulandırıyor.

ankarada saadet partisine provakasyon

kibir kulesi sakinlerinin bir kuruş seçim yardımı almadan yıllardır seçime giren ve teşkilatçıların cebindeki parayı çıkartıp vererek yaptırdığı bayrakları indirmesi için halkın en büyük düşmanı olan zabıta teşkilatına emir vermesi sonucu gerçekleşmiştir.

korkunun ecele faydası yok. dün adalet partisi, ondan sonraki gün anavatan partisi, bugün ise siz zulmediyorsunuz. nasıl ki adalet partisini ve anapı tarihin karanlık sayfalarına gömdüysek sizi de gömeceğiz. esameniz okunmayacak. ilçe binalarınızda fareler koşuşturacak.

buyrun zulmün videosu: https://twitter.com/MGert...tatus/1009185576304640000

ayrıca (#39677703)

temel karamollaoğlu

şırnak'ta saadet partisi milletvekili adayının iktidar tarafından baskıyla istifaya zorlanması üzerine şu paylaşımlarda bulunmuştur:

'“Yeni Türkiye” dillerinden düşmüyor; ancak “Eski Tükiye’ye” ait ne kadar çirkin iş varsa onları yapmaktan da geri durmuyorlar.
iki gün önce iki adayımızı baskı ile istifa ettirdiler. Ülkenin en önemli haberiymiş gibi de başta Anadolu Ajansı ve TRT olmak üzere kontrollerindeki medyadan takdim etme gayretine düştüler.
Şimdi ise Şırnak’tan bir diğer adayımıza ve Merkez ilçe Teşkilatımıza istifa etmeleri için baskı uyguluyorlar.
Kurtuluşunuzu Saadet Partisi’nin Şırnak 4. sıra adayının istifasına bağladıysanız vay halinize!
Unutmayınız ki;
Seçimler geçici, insanlık kalıcıdır.
Dünya hayatı fani, Ahiret hayatı bakidir.'

https://twitter.com/T_Kar...tatus/1009174542307287040

altan tan

gün boyu kendisi ile seçim çalışması yaptığım kişi. baya yakın muhabbetimiz oldu izlenimlerimi aktarayım. bunlar benim bir milli görüşçü olarak tespitlerimdir. yanlış anlamış olabilirim lakin objektif ve eleştirel bir gözle anlatmaya çalışacağım.

öncelikle saadet partisinden neden aday olduğunu, hdpden neden ayrıldığı üzerinde duruyor konuşmalarında. iki ana sebep gösteriyor. bunlardan biri hdp'nin pkkya karşı net tutum almaması. pkkyı asla savunmadığını ve başından beri partinin açık açık pkknın yanlışlarını söyleyememesini eleştiriyor. bu eleştirileri partideyken de söylediğini dileyen herkesin eski konuşmalarını izleyebileceğini söylüyor. ikinci olarak hdpyi türk solunun ve alevilerin egemenliği altına aldığından yakınıyor. örnek olarak da kendi seçim bölgesi olan istanbul 3. bölgede hdpnin gösterdiği 5 adayında kürt olmamasını (ki bu bölgede nüfusun %26 sı kürt) gösteriyor.

genel olarak görüşleri ise uzlaşımcı bir karakterde. yani bu ülkenin hiç kimsenin babasının çiftliği olmadığını ve ortak bir yaşamın oluşturulup refahın arttırılabilmesi ve adaletin tesis edilebilmesi için diyalog unsurunu olmazsa olmaz olarak görüyor.

islam hususunda ise her ne kadar kavramsal sıkıntılar olsa da ve etnik baskıdan tam kurtulamamış olmasa da gayet hassas. islamın tanıdığından farklı bir hakkı kendi halkı için talep etmediğini, kuranın hakemliğine tabi olduğunu her zaman belirtiyor.

demokrasi denen putçuğa fazlasıyla takınmış durumda. aslında demokrasiye bu kadar önem atfetmesinin sebebi ise avrupa gözünde şirin gözükmek biraz olsa. bu da zaten put manasına geliyor bence. müslüman demokrasisi kurmaktan bahsediyor.

diyarbakırlı bir kürt olarak şunu söyleyebilirim ki kürt meselesine gerçekten çok kafayı takmış durumda. bu ülkenin tek sorunu bu değil. lakin herhalde seçim çalışması olduğundan ve sürekli bu mesele nedeniyle sıkıntı yaşayan kesimi ziyaret ettiğimizden bunları duyuyor olabilirim. ama yine de bu meselenin üstünde bu kadar durmasında etnik kimliğini fazlasıyla ön plana çıkartma vakıasını görüyorum ki bu da insanın ırklara bölünmesinin islamdaki mantığını kavrayamadığını düşünmeme yol açıyor.

diğer bir husus ise kendisi bir politikacı. her ne kadar eski yuvası falan diye milli görüşten bahsedilse de bu tabanla aynı düşünce sistematiğine sahip değil. muhakeme kriterlerimiz birçok noktada ayrışıyor.

akp ile ilgili söylemlerine gelirsek kendisi erdoğanın tabiri caizse azdığını ve 2002-2007 arası stiline geri dönmesi (işte demokratik atılımlar vs.) gerektiğini savunuyor. bu konuda da teşkilatla taban tabana zıt düşünmekte. çünkü akp en büyük katliamları bu yıllar arasında yapmıştır. ırakta 1.5 milyon insan bu süreçte katledilmiştir, ırakın yeraltı kaynakları sömürülmüş ve bütün müslümanların üzerine cihadın kıtal boyutunu farz kılacak olan müslüman kadınların kafir tarafından ırzına geçilmesi olayları onbinlerce kez yaşanmıştır(bknz imam-ı azam). üstelik dicle-fırat nehirleri bu süreçte peşkeş çekilmiş, domuz eti kasaplık et sıfatına girmiş, kilise evlerin önü açılmış ve toplumun ifsadına yol açacak nice düzenleme bu dönemde ab uyum yasaları çerçevesinde yürürlüğe konmuştur. bütün bunları hüsnü zanda bulunarak bilmediğinden dolayı akpnin 02-07 arası politikalarına değer atfettiğini düşünmek istiyorum. lakin milletin vekili olacak kişinin bilmemek gibi bir lüksünün bulunduğunu da düşünmekteyim.

özel sorular varsa özelden alabilirim, aklıma gelenler bunlar.

saadet partisinin de gaza gelmesi

saadet partisi iki gün önce kurulmuş bir parti değildir ki sizin dediğiniz gibi gaza gelsin. sizin babanız daha sokakta oyun peşinde koştururken bu parti chp ile kıbrısa çıkartma yapıyordu. saadet partisi bu ülkede fikri temelleri olan ve bir davaya sahip olan tek partidir. milli görüş hareketinin siyasi koludur. bir parti için 15-20 yıl çok uzun bir süredir. bir hareket için ise 20 yıl hiçbir şey değildir. bu hareket adalet partisini, anapı mezara gömmüştür. kaç seçimdir bir lira yardım almadan tüm ülkede teşkilatlı bir biçimde çalışmaktadır. cahilliğinizi, hırsınızı, kininizi kendinize saklayın.

1970 milli nizam partisi
1972 milli selamet partisi
1983 refah partisi
1997 fazilet partisi
2001 saadet partisi

sosyolojik düşünmek

zygmunt baumanın yazdığı ve akademik bir kitap yazmaktan daha çok insanların geneline sosyolojik bakış açısını kazandırmayı çalıştığı güzide kitap.

önsözü okunmadan geçilmemelidir.

ümmetin bekası için erdoğan başkan olmalı

hüküm allahındır. mülk allahındır. güç allahındır. kader Allahın elindedir. hakimiyet allaha aittir. geleceği tayin eden allahtır. rızık veren allahtır. hayatları tanzim eden allahtır.

bu dini gönderen allahtır. insanı yaratan, yaşatan ve yöneten de allahtır. bu dinin muhakkak savunucularının bulunacağını bildiren ve kuranı koruyacağını bildiren allahtır. insanların geleceğini tayin edecek olan da allahtır.

Şimdi bu söylenen söz alenen şirktir. bu sözün sahibi de buna itibar edenler de bu sözü söylerken bilinçli değillerse derhal tövbe etmeleri gerekmektedir. bilinçli söylüyorsa veya bu söze yazdıklarımı bile bile itibar ediyor ise allaha şirk koşmuş olacaktır. bunun sonucunun ne olduğunu size bırakıyorum.

türkiye nin yüzde 7 büyümesi

ben büyümedim. hatta küçüldüm.

üniversite 3. sınıf öğrencisiyim. birkaç yıl öncesine kadar markete gittiğimde 2-3 kilo kiraz alabilirdim. şimdi yarım kilo anca alıyorum.

önceden elmayı kiloyla alırdım. artık tane ile alıyorum.

ben büyümedim. küçüldüm. ben ve benim gibi milyonlar küçülmüşse birileri bizim de hakkımızı çalarak büyümüş demektir. bunların kimin yandaşı olduğunu siz iyi biliyorsunuz.

temel karamollaoğlu

yarım asırlık siyasi tecrübe, bir nevi çınar ağacı. düne de bugüne de hakim. en yaşlı aday olmasına rağmen gençlerle en sıkı fıkı olan, günümüzü en yakından takip eden ve kimsenin haberinin dahi olmadığı konularda politika üretebilen türkiyenin tek umudu olan cumhurbaşkanı adayı.

muammer bilgiç

saadet partisi ordu milletvekili adayı. anadolu gençlik derneği genel başkan yardımcısı. bakınız ne diyor:

görsel

her şeyin özeti olan tek cümle

la ilahe illallah, muhammeden rasulullah.

temel karamollaoğlu

hala madımak muhabbeti yapan anlamaz, dinlemez, düşünmez, iftira atmaktan çekinmez bir kesim var.

bunun yanında hala saadet partisine ve temel karamollaoğluna muhafazakar, siyasal islam, islamcı gibi nitelendirmeler yapanlar var.

bu ülke ne çektiyse anlamadan, dinlemeden, önünü arkasını keserek sözleri servis edenlerden çekti.

bir kere olsun kafanızı kaldırın ve bu seçimde sosyal medyada gördüğünüz 3-5 saniyelik videolarla, ne idüğü belirsiz sayfaların paylaşımlarıyla değil de dinleyerek, anlamaya çalışarak oy verin.

çok uzun bir şey değil buyrun babala tv de 40 küsür dakika izleyin, allahu tealanın size nasip ettiği irade kuvvetini bir kez olsun beyninizin emrine verin: https://youtu.be/NjRvRgPnzP8

abdullah sevim

dehşetli bir konuşma ile sosyal medyayı sallamaktadır. medyanın ambargosunu sosyal medya aracılığı ile delen saadet partisinin istanbul il başkanı ve istanbul 3. bölge milletvekili adayı abdullah sevim şöyle konuştu:

'Unutmayın kardeşlerim. Bu seçim 40 yıllık esnaf dükkanını kapatmak zorunda kalan Ali amca ile paradan para kazanan rantiyeciler arasındadır. Bu seçim şeker fabrikalarını satanla, nolur satmayın diye mücadele edenler arasındadır. Bu seçim çocuğu üşümesin diye saç kurutma makinesini açıp çocuğuna veren sonra da yan odada intihar eden Emine Akçay kardeşim ile yandaşlara kömür dağıtanlar arasında olacaktır. Bu seçim bir türlü atanamadığı için intihar eden Merve Çavdar kardeşim ile devletin imkanlarını sömürenler arasında olacaktır. Bu seçim köy yolu kapalı olduğundan oğlunu hastaneye yetiştiremeyen ve cansız bedenini 16 kilometre taşıyan Muharrem Taş kardeşim ile aya dört geliş dört gidiş yol yapma soytarılığını dile getiren taş yürekliler arasında olacaktır. Bu seçim üç yüzü aşkın emekçi maden işçisi arkadaşına mezar olan, Soma Madeni'nden çıkarıldığında sedyeye binerken "çizmelerimi çıkarayım mı?" diye söyleyen Murat Yalçın kardeşim ile "böyle ölümler bu işin tabiatında var" diyen kibir kulelerinde oturan beyefendiler arasındadır. Bu seçim mazlumla zalimin, bu seçim ahı olanlarla ah alanların, bu seçim suskun ile sesi çok çıkanların, bu seçim Allah'a kul gayrında hür olanlarla; güce, makama, şöhrete tapanların seçimi olacaktır.'

dinlemek için: https://twitter.com/milli...tatus/1006118633729380352